- tat
- Í-dı is.1. 味道, 滋味: \tat (alma) duygusu 味觉 Kahvenin tadı az. 咖啡味不怎么浓。Sirkenin tadı ekşi, biberin tadı acıdır. 醋味酸, 辣椒味辣。2. 甜蜜, 惬意, 愉快, 快快的事3. (感官上的)享乐, 享受, 乐趣; 满足, 喜悦: Bu kitapta tat bulamadım. 我觉得这本书索然无味。4. 果汁糖浆◇ \tat almak 1) 品尝: \tat alma organı 味觉器官 Hasta ihtiyar kadın hiç tat almaz. 生病的老太太嘴里一点味儿也没有。 2) 从中获得乐趣, 欣赏, 品味 \tat duymak 感到满足, 获得快乐, 得到享受 \tat kazanmak 出味, 变熟, 成熟 \tat vermek 1) 使具有某种味道; 使味美 2) 使有乐趣, 使有趣味 3) 使厌恶, 使厌烦 \tatı damağında kalmak 1) 美味令人难忘, 余香不绝, 味道极佳 2) 余音绕梁, 令人津津令道, 令人回味无穷 \tatı gelmek 出味, 变熟, 成熟 \tatı gitmek (或 kaçmak) 兴味索然, 令人扫兴 \tatı tuzu kalmamak (或 bozulmak) 兴味索然, 令人扫兴; 变得毫无味道, 变得淡而无味 \tatı tuzu yok 1) 乏味的, 淡而无味的; 索然无味的, 毫无趣味的, 枯燥无味的, 令人厌烦的 2) 不出色的, 平淡无奇的 \tatına bakmak 品尝 -e \tatına doyum olmamak (或 doyamamak) 吃(或喝)不够, 百吃(或喝)不厌; 乐此不疲, 永不满足, 十分喜爱, 爱不释手: Bu tadına doyamadığım bir kitap. 这是我爱不释手的一本书。\tatına varmak 懂得妙处, 仔细品尝; 欣赏, (能够)体验乐趣 \tatında bırakmak 使不过分, 使中庸, 使恰到好处: Yeter artık! Her şeyi tadında bırakmalı. 够了!一切都不要太过分。\tatından yenmemek 令人百吃(喝)不厌; 令人非常喜爱 \tatını almak 品尝; 欣赏, 体验到乐趣; 了解, 在行, 懂得; 弄清楚: türkülerin \tatını almak 欣赏民歌 Eve döner dönmez masaya oturur, hiç tadını almadan çorbasını içer. 他一回到家就坐到桌子旁, 不加品尝地把自己的汤喝掉。\tatını bulmak 味道恰到好处 \tatını çıkarmak 充分利用, 尽情享用; 充分享受, 充分体验: güneşin \tatını çıkarmak 尽情享受阳光 Şöyle tadını çıkara çıkara, iki saatçik olsun bir uyku çekeyim. 让我美美地睡它两个小时吧。Dünya yüzü görmedim, hayatın tadını çıkaramadım. 我没见过世面, 还没有体验到生活的乐趣。\tatını kaçırmak 破坏兴致(或乐趣), 使扫兴, 使变质: Can sıkıcı davranışı, oyunun tadını kaçırmıştı. 他令人厌烦的作法使游戏毫无趣味。IIis. 俗́ 哑巴
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.